Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?

!FORUMUMUZA HOŞGELDİNİZ!

Forum - Siyasetin Yozlaştırılması Ve Siyaset Fobisinin Genetiği

Burdasın:
Forum => Mustafa Oğuzhan Çelik'in Köşesi => Siyasetin Yozlaştırılması Ve Siyaset Fobisinin Genetiği

<-Geri

 1 

Devam->


ADMIN
(şimdiye kadar 10 posta)
30.04.2010 13:58 (UTC)[alıntı yap]
Siyasetin Yozlaştırılması Ve Siyaset Fobisinin Genetiği

Bir Alman özdeyişi der ki: “Batı, çocuğunun içinde yıkandığı leğendeki kirli suyu atarken, çocuğunu da beraberinde attı.” Burada kirli sudan kasıt kilisedir, çocuk sembolüyle anlatılmak istenen de dindir. Yani Batı, dini kilisenin elinden kurtarmaya çalışırken, kiliseyle beraber dini de bir kenara attı ve Tanrı inkâr edilmese de unutuldu. Tanrının yerine insanı geçiren, insanı tanrılaştıran anlayışla birlikte dinin ve ahlakiliğin arka plana itilmesiyle tüm değerlerin maddileşmesi, çıkar amaçlı kullanılması da kaçınılmaz hale geldi. Kilisenin din adı altında halkı sömürmesi ve bilimsel ilerlemeyi kısıtlaması, doğal olarak batılı aydınların tepkisini çekti. Ancak bu aydınlar hayatları boyunca dini temsil ettiklerini iddia eden ruhban sınıfıyla mücadele ettikleri için kafalarında din ile ruhban sınıfını özdeşleştirdiler. Önlerindeki bu kötü imajdan etkilenerek dinden de soğudular.
İşte batının kirli suyla beraber çocuğunu da atmasından sonra tahribata uğrayan kavramlardan biri de siyaset oldu. Allah’a karşı sorumluluk bilincinden uzaklaşılmasıyla birlikte her kavram bu uzaklaşmadan nasibini aldı. Önceleri devletin; toplumun refahını sağlamak için kullandığı araçlardan biri olan siyaset, Niccolo Machiavelli’nin temellendirdiği Batılı politik felsefenin sahneye çıkmasıyla “kârı maksimize etmek” olarak tanımlanmaya başladı. Siyaset toplumun refahını sağlamak için değil kişilerin ya da belli bir zümrenin rant elde etmesini sağlamak için kullanılan bir araç haline geldi. Batılı ülkeler kârlarını maksimize etmek için, yaşadıkları toprakları cennete çevirmek için yeryüzünün diğer bölgelerini hiç acımadan cehenneme çevirdiler, büyük bir açgözlülükle sömürgecilik yarışına girdiler. Nefsin isteklerini, insanın ihtiyaçları olarak dayattılar. Her insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu yalanıyla kandırıldı. Hâlbuki insanların ihtiyaçları sınırlıdır, sınırsız olan şey nefsin istekleridir.
Emperyalist devletler nefsin sınırsız isteklerini doğadaki sınırlı imkânlarla tatmin etmeye çalıştılar. Kendi bölgelerindeki doğal imkânlar tükenince de kendilerine kıyasla daha güçsüz olan devletlerin doğal kaynaklarına saldırdılar. Tüm bunların temelinde “amaç için her yolu mübah gören” siyaset anlayışları yatıyordu.
Emperyalizmin yol açtığı kavram kargaşasına kadar siyaset kavramı genel olarak toplumun huzurunu, güvenliğini sağlamak için dışarıda ve içeride kurulan ilişkiler şeklinde algılanmaktaydı. Ve neredeyse tüm devletler, vatandaşına karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyordu, güçlü olan devlet doğanın bir gereği olarak tabii ki daha çok söz sahibi oluyordu ama hiçbir devlet gözü dönmüşçesine sömürge imparatorluğu kurmak peşinde koşmuyordu. Bu bağlamda siyasetin ahlaki değerlerle uyumluluğu söz konusuydu. Daha sonra Machiavelist batı siyaseti, ahlaki siyaseti mağlup edince bu yeni siyaset tarzı tüm dünyayı etkisi altına aldı. Nefsin arzularını denetleyecek gerekirse dur diyecek ahlaki değerler yozlaştırılınca, insanı insan yapan bu değerler bir kenara atılınca, geriye sadece nefsin hayvani arzuları kaldı. Ve genel olarak tüm insanlık hayvani arzularının peşinde oradan oraya sürüklenmeye başladı. İlhami Güler’ in bu konuda şu tespiti kanaatimce doğrudur:

“Machiavelist günümüz politik felsefesinde veya reel politiğinde, insan olmakla hayvan olmanın sınırı oldukça flulaşmıştır.”

Machiavelist batı siyasetinin egemen olmasıyla insanların sözde ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan zulümler çeşitli bahanelerle meşrulaştırıldı. Birkaç yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ı işgalinde uydurduğu bahane de demokrasi getirmek değil miydi? Kur’an’da Bakara Suresi 11. ayetteki şu ibare bu çarpık zihniyeti apaçık gözler önüne sermiştir:

“Onlara ‘Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!’ dendiği zaman ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler”

Tüm dünyada insanların genelinin siyasete karşı mesafeli oluşlarının nedeni de siyaset kavramının yozlaştırılmasıdır. Zaten toplumun; sadece elit kesimin yararına olan, genelin zararına olan bu yeni siyaset anlayışını benimsemesi de beklenemezdi. İnsanlar aslında siyasetin sadece belirli insanlara fayda sağlamasından, çıkar amaçlı kullanılmasından, “kârı maksimize etmek” olarak tanımlanmasından rahatsız. Eğer insanlığın önünde dünyada adaleti hâkim kılmak, huzuru, güvenliği sağlamak için kullanılan bir siyaset figürü olsaydı hiç kimse siyasetten bu kadar tiksinmezdi. Günümüzde toplumun huzurunu sağlamak için değil, kişilerin çıkarlarını sağlamak için, ahlaki değerlerden yoksun siyaset yapıldığından, doğal olarak insanlar da siyasetten soğuyorlar, her gün ceplerini biraz daha doldurma derdinde olan siyasetçilerden bıkıyorlar.
Özellikle bizim toplumumuzda siyasetten soğuma çok daha ileri boyuttadır. Çünkü Türkiye’de bu soğuma korkuyla karışmıştır. Bu korkunun sebebi de ülkemizde sık sık yapılan darbelerdir. Her darbede ülkemizin düşünen, bir siyasi görüşü olan insanları türlü işkencelere maruz kaldı, idam edildi. Özellikle 12 Eylül 1980 darbesinden sonra analar babalar bu korkudan dolayı çocuklarını siyasetten uzak tuttu, bu da bir nevi düşünmekten uzak tutmak demekti. Çünkü her düşünen insanın bir siyasi görüşü vardır. Siyasi görüşü olmayan insan düşünmüyor demektir.
Evvela şunu bilmeliyiz: İnsanlığın sıkıldığı siyaset, adaleti, huzuru ve güvenliği sağlama aracı olan siyaset değil, kişisel çıkarların, hayvani hazların aracı yapılan siyasettir. Öncelikle bu siyaset fobisini yenmemiz gerekir. “Orada siyaset yapma”, “burada siyaset yapma” laflarına hiç aklımızı takmadan, çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakabilmek için ne gerekiyorsa yapmamız gerekir. Eğer siyaset gerekiyorsa siyaset yapmalıyız. Her şeyden önce Machiavelist batı siyasetini yenmek, ahlaki siyaseti yeniden ikame etmek için siyaset yapmalıyız.



Mustafa Oğuzhan ÇELİK





Bütün konular: 8
Bütün postalar: 15
Bütün kullanıcılar: 4
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
SAAT
 
Haber Hattı
 
 
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol